Perşembe, Ağustos 18

Özür dilerim Aybüke. Sizden "Bir sürü ödevim var, sen akşam bize geldiğinde bitirmeye çalışıyım, erken kaçıyorum ben o yüzden." dedim ama... Çalıştım mı? Hayır.

Pazartesi, Haziran 20

Her "Yarın dersanem var yeaaa" diyişimde farklı bir ergenin garip bakışlarına maruz kalıyorum. "Son sınıf oldum ya." diyorum ve anlamsızca suratıma bakmaya devam ediyorlar. Evet yarın dersanem var. Kimseyi tanımıyorum, son yazılı haftasından beri dersin başına oturmadım ve son 3 haftadır fellik fellik geziyorum. Zor olacak.
bu kız manyak yeaaa bayat simit seviyor falan
kaptırdık gidiyoruz biz. ben karamel lisa dememe gerek yok sanırım artık öğrenmiş olmalısınız cümle küçük harfle başlamış.insan bir anda dönebilir mi yahu şu an saçma sapan
"unuuuuutulaaacaksın,yalansa tükür yüzüme " diyerekten athenaya bağlamış durumdayım.
sa te fut!
Selam. Biz yine Karamel Lisa ile oturmalardayız. Yine önceki oturmalarda yazdığımız şeylerden öyle etkilendik ki -öyle etkilendik ki romantikli şarkıların dibine vurduk, vurarak onayladık sonra kendimizi- dedik ki bu blogun formatını, konseptini değiştirelim yanee. Çünkü beraberken yazıyoruz ancak o zamanlar aklımıza geliyor blog. Bu yazı da bu kadar. karamel Lisa ellemeden kapatayım da gene manita mesajları ve onaylanmalar olmadan yazıyı bitireyim. She is so madafaka.

Ne diyordu o?
ee evet
yakşanlaaaar.
şu anda kendi oturumumu açmaya üşendiğimden bengisudan yazıyorum,imla hatalarından da anlaşılacağı üzere. şimdik oturduk romantik şarkı arayışına devam ederken bir arkadaşımdan yardım istedim o da 'death cab for cutie' ile ilham kaynağımız oldu sağolsun,ama sonra geçen muhabbet yine bizi orataya koydu:
k:bence placebo açmalıyız bir kaç şarkı dinlersek moda girebileceğiz.
g:evet evet haklısın!
k:ı know yapsak önce..
g:(dizime vurdu!!!!)dizine vurdum yani.
k:napıyosun ya içmeden sarhoş mu oldun?!
g:yok yani dizine vurarak onayladım seni (dizime vurdu!!!)

açıklamalar:
g:goldfish namı diğer bengisu şöyle de denebilir (baba n'ber yaaaa)
k:karamel lisa namı değer çağla şöyle de denebilir (dizime vurdu!)
birde şu var namı değer mi yazılır namı diğer mi yazılır gerçekten bilmiyorum ve hayır bu kez google sormayacağım:D

Yazının gidişatından dolayı endişelendim ve hemen bilgisayarı aldım. (imladan da anlaşılacaktır.)
Her neyse benim özellikle açıklamak istediğim bir nokta var:
Bir onaylama derecesi olarak dize vurmak. Bu onaylamanın son noktasıdır ve onaylanan kişi bunun şiddetinden nasıl tepki vereceğini bilemeyebilir. yapmanız gereken şey 2. ve gerekirse 3. defa vurup "ONAYLIYORUM ONAYLIYORUM" veya "BİR ONAYLAMA DERECESİ OLARAK VURDUM DİZİNEEEE!" demek ve onaylanma derecesini arttırmaktır. Her neyse. İyi geceler romantik şarkı tavsiyesi olan varsa (aslında ilk önce okuyucumuz var mı? hu huu diye sormak gerek ama neyssse) tavsiyelerini minik kutucuğa bıraksın. Sevgiler. (içimde karamel lisa bana çok büyük pislikler yapacak gibi bir his var ama neyse. Onaylarım olur biter.)

okuyucuya çokta taktığımız yok aslında: bu kız herşeyi ciddiye alıyoooo yaaaaa...!
ONAYLANDIM.

Yine Karamel Lisa ile oturuyoruz. Bu yazıyı onun yazması gerekiyordu ama yanlış bloga yollayınca yine bana düştü yazmalar. Onun yazdığı gibi "nasılsa okuyan yok rahat rahat yazalım yeaaa" Yazacak bir şey de bulamıyorum ki şu an. Yani. İşte. Imm. Hayattan bıkmış ama romantik şarkı aramaktan bıkmamış vaziyetteyiz. Googlea "romantik ve ağlatıcı bir şeyler" yazabiliriz. Her an bunun eşiğinden dönüyoruz aklımıza geçici bir çözüm geliyor sonra beğenmiyoruz filan.Ve goldfish e "fuck*10"diye bir mesaj gelir manitasından...

karamel lisa da yazıya eşlik etmiştir.
yakşanlaaaarr sayın izleyiciler

Cumartesi, Mayıs 7

Fantastik Hikayeler Serisi vol.1

Selam. Biz oturduk karamel lisa ile konuşuyoruz. Daha doğrusu o bana Ogün Sanlısoy'la nasıl tanıştığını anlatıyor. Bense blog yazıyorum.

"Benim kafa 3 milyon, Ogün'ün kafa 5 milyon, arkadaşın kafa da 8 milyon vardı."

Çaresiz liseli bildirdi.

Cuma, Mart 11

Placebo Şarkılarını Alt Alta Okumak

my sweet prince summer is gone
every me and every you speak in tongues
black eyed blue american without you im nothing
lady of the flowers, come home.
ne bilim işte, ill be yours.

Sadece kafamı dağıtmaya çalışıyorum.

wtf?!

Günlük hayat (artık genel hayatla ilgili genellemeler yapmıyorum cortluyorlar çünkü sonradan) garip tesadüflerle dolu. Hani öyle şeyler oluyor ki tanrının yukarıdan bir gösteri izler gibi hayatımı izlediğini ve kahkahalar atarak başıma gelenlerle eğlendiğini düşünüyorum. Yok yani olanların başka açıklaması olamaz. Bu düzen bir tesadüf olamaz. (şimdi atesit blogger kuzencim buradan bana laf atacak biliyorum.)

Algı, Ece, Oğulcan ve tabii ki ben Tunalı'da yürüyoruz. Uzun zaman sonra ilk defa görüşmüşüz, heyecanlıyız. Hava çok güzel, insanlar neşeli filan. Sonra arkamızdan normal olmadığı belli olan sarhoş bir adamın konuşmaları geliyor. Bağıra çağıra konuştuğundan rahatça duyabiliyoruz. Yaklaşıyor ve tam arkadamızdayken bize bağırıyor, çekilin beaaa sizi ergenler gibi bir şeyler söylüyor, en son ben biraz yavaş hareket ettiğimden eeeaah gibi bir sesle önüme geçiyor. Neyse, gülüyoruz eğleniyoruz, o adam dışında herkes hayatından memnun.

Geziyoruz, eğleniyoruz, gün bitiyor, Kızılay'a dönüyoruz herkes ayrılıyor. Ben her zamanki çilekeşliğimle dolmuş sırasında beklerken arkamdan yine aynı bağıra çağıra konuşmalar yaklaşıyor. Adam tam benim arkamda durup çekilsene beeaaa diyor ve önüme geçip başkalarına sataşıyor.

İşte böyle anlarda hiçbir şeyde anlam bulamıyorum.

Katkıda bulunanlar